
2010 yapımı bu romantik komedide ilişkisinde evlilik teklifi almadan dördüncü yolunu dolduran Anna kiralık ya da satılık evlere dekorasyon hizmeti vererek yaşamını sürdürmektedir. Artık evlilik işini çözmeye kesin kararlıdır. Kadınların erkeklere 29 Şubat tarihinde evlilik teklifi yapmasına izin veren eski bir İrlanda geleneğini keşfeden Anna, iş sebebiyle Boston'dan Dublin'e giden kardiolog erkek arkadaşı Jeremy'nin izini sürmeye karar verir. Yolda ise hiç beklemediği birisiyle tanışacaktır.
YORUM:
Filmde belki de dışarıdan mükemmel bir çift olarak görünen Anna ve Jeremy'nin aslında nasıl da birbiriyle uyumsuz ve birbirlerini anlayamadıkları ortaya çıkıyor. Anna nişan'a hazır hissederken Jeremy ise bunun farkında bile değil ve Anna nişan yüzüğü beklerken sebepsiz yere hediye bir çift yüzük veriyor. Filmde gördüğümüz kadarıyla çiftimiz genel olarak kendilerini üst tabaka gören, marka bağımlısı veya kibirli bir ikili.
Anna'nın Dublin'e ulaşmaya çalışırkenki yaşadığı süreç ise tesadüflerin biraz da abartılmış hali diyebiliriz. Yine de aşkın ya da tutkunun insanın karşısına ne zaman veya kiminle ne şekilde çıkacağının bilinmediğine dair güzel bir örnek oluşturuyor. Bir tarafta kendisini üst tabakadan sayan, marka bağımlısı Anna ve diğer tarafta bar işletmeni, hayata bakış açısı fazla rahat olan Declan. Filmde aslında Anna'nın bakış açısını ne kadar değiştirebildiğine tanıklık ediyoruz. Daha önce hiç tahmin etmediği olayların içinde kendisini bulan Anna, başta afallasa da daha sonra aslında kendisini bu dünyaya ait hissediyor ve Amerika'daki hayatının aslında en baştan bir hata olduğunun farkına varıyor. İyi seyirler dilerim...
Yorumu filmde geçen cümle ile bitireyim. '' İstediğim her şeye sahibim ama gerçekten ihtiyacım olan şey yok. Sanırım ihtiyacım olan şey burada, seninle.''
Yorum Gönder
0 Yorumlar