Black Mirror: On Beş Milyon Hak


Bugün Black Mirror dizisinin en iyi bölümlerinden birisini inceleyeceğim. Yaşadığımız dünyadaki iyilikleri, kötülükleri ve gerçekliği yüzümüze açık bir şekilde vuran Black Mirror dizisi, ikinci bölümü ile de sisteme eleştiriyi kendisine has bir tarzda gösteriyor. Distopik bir evrende geçen 1. bölüm insanların bisiklet sürerek sanal para kazandığı ve bu paralarla az miktarda yiyecek ve sanal içerikler almasını içeriyor. Amaç aslında jüri denilen 3 kişiye karşı bir gösteri yapmak ve jüri üyelerinin sahip oldukları kanallarda yer alabilmek. Herkesin farkında olmadan bir köle olduğu bu evrende gösterilen çabanın veya emeğin tek karşılığı yine bu sistemin başında olan kişilerce verilebilen sanal bir konum. 






YORUM:

Başta herkes gibi ben de ana karakter Bing'in bu sistemi bozacağını düşünsem de bölümün sonlarına doğru dizinin bir Black Mirror dizisi olduğu aklıma gelince finalde ne yapacaklarını kestirmek çok güç oldu. Abi'nin saf duygularla sahneye çıkıp şarkı söylemesi ve akabinde hayallerinin gerçeğe ne kadar uzak kaldığını farketmesi (ya da jüri üyeleri tarafından farkettirilmesi) Abi'ye de bir seçim şansı bırakmayarak onu hiç istemediği bir yola sürüklüyor. Buradaki tek gerçek duygu'nun Bing'de olduğunu hissettim çünkü köle olmaktansa kendisini öldürmeyi planlayan birisinin acizliğini gözler önüne seriyor. Finalde her ikisinin de bu sistemin bir parçası olmayı kabul etmesi - isteyerek ya da istemeyerek - bizler için de acaba aynı durum söz konusu mu diye şüphe uyandırıyor. Biz gerçekten istediğimiz yerde miyiz? Bir sistemin içinde gerçek bir çark mı yoksa sadece dönmesi için yardımcı olan bir metal parçası mı? Bu gibi soruların cevapları çok uzun olsa da bir gün başka bir yazımda konuşmak dileğiyle okuyucuları Abi'nin şarkısı ile uğurluyorum...

https://www.youtube.com/watch?v=qhea1U3v1_o

Yorum Gönder

0 Yorumlar