Dolmuş Penceresinden

Şuan iş çıkışı bir dolmuşta tıkanmış bir trafiğin içinde, milim milim ilerlerleyen arabaların içindeki yorgun, mutsuz, kaygılı insanları seyrediyorum. 
Yorgun, mutsuz ya da kaygılı olmak her insana aynı duyguyu hissettirebilir ama her insanda aynı sebeple meydana gelmezler. Hepmizin sebepleri başka kiminin ki bir ayrılık acısı, kiminin ki dost kazığı, kiminin ki de adil olmayan yasam şartları... Herkes birbirinden ne kadar farklı ve herkes birbirine ne kadar da benziyor ilginç! Hayatın bu kargaşasında bir dostun önemini hissettiğim bir dönemdeyim, yargılamadan dinleyen, sen nasıl iyi olacaksan öyle olsun diyen, seni özlediğini söylemesine gerek kalmadan seni gördüğünde gözlerindeki ışıktan anladığın bir insanın önemi. Hayat bize korkarak sevmeyi öğretti, çünkü birini en zayıf yerini bilecek kadar seversen bir gün sana acı darbeyi nereden indirmesi gerektiğini bilir. Oysa ki sen ona en samimi duygularla anlatmışsındır; yaralarını, korkularını, kaygılarını. Bir gün gelip de o sıcacık bakan gözlerin buz kesecegini nasıl bilebilirsin ki. Bazen de aciklayamazsin ama hissedersin en derinden bu sefer öyle olmayacağına.Tüm sevgini,ilgini ve zamanını verirsin ona. Dost bence iki kişinin beklentisiz bir şekilde birbirne sadık olması demektir, örneğin bir çocuk ile anne arasındaki bağ, ilahi bir güçle bağlanmış bir bağdır, kaçınılmaz bir sevgi doğar. Dostlukta öyle mi? Çok farklı iki insanın sadece kendi iradesiyle birbirine yaklaşıp birbirlerine fedakarlık yapmaları bağların en samimisi olabilir. Bu iki insan cinsiyet farketmeksizin bu bağı kurabilir ama bence bu işin zirvesi birbirine hem eş hem de dost olmayı başaran çiftlerdir. Böyle olmayı becerebilenlere selam olsun.

Yorum Gönder

0 Yorumlar